24 Eylül 2015 Perşembe

VE ARTIK DEMOKRATİK BÖLGELER PARTİSİ, DBP!...

Fırat’ın ve Dicle’nin katman katman bozbulanık sularında çelişkiler/inişler-çıkışlar… Görünen ile olagelen arasındaki uçurumlar… Uzlaşmaz görünen indi/bindiler… gel/git’ler…

Tam da ‘’dibe vurdu’’ derken, binlerce zerre irade, emek ve bedelden doğduğunu zaman sonra kavrayabilen ani dip dalgası ile zirveleşmeler... Her defasında özgürlüklere bir adım daha yakın, tekrar tekrar inişler, çıkışlar…
Ve yine/yeni güçlü bir başlangıç! Demokratik Bölgeler Partisi, DBP.
Yılların yıpranmış, kurumaya yüz tutmuş kabuğundan sıyrılış; yeni siyasal sürecin gelişen/genişleyen gövdesine tazelenmiş bir soluk.
Tam da, 70’lerden bu yana, devletin tüm imha politikaları bir yana, adeta sistemin taşeronu haline gelmiş binbir türden iç tasfiye süreçlerini bile dönüştürmeyi başaran Kürt Özgürlük Hareketinin/Önderliğinin tıkanıklıkları aşma geleneğine uygun yeni bir çıkış.
Şimdi; geçmişin eksiklerini tamamlamak adına, farklı görme biçimlerinin farklı pencerelerinden, yeni süreci güçlendirecek öneriler geliştirme/yaşamsallaştırma zamanı.
Özgürlük Paradigmasının İçselleştirilmesi
Son beş yılda, her bir gün, birbirinden farklı siyasal, toplumsal, ekonomik, örgütsel onlarca sorunla tek tek boğuşulmasına; özeleştiri gerektiren birçok uygulamalara rağmen Kürt özgürlük hareketinde devrim niteliğinde sonuçlara ulaşıldığı açıktır. Öte yandan, bu süreç, yüz yılı aşkın varlık/yokluk mücadelesinin her türden travmatik izlerinin de ucun ucun açığa çıktığı dönem oldu. Kürt halkının fiziki/kültürel varlığını kabul ettirme mücadelesi canlar pahasına sürerken, bu kaotik günlerin üzerini örttüğü, sis perdesinin arkasında kalan, savaş verilen sistemle benzeşme etkilerine karşı farkındalık oluşturma/açığa çıkarma;- zorla ya da gönüllü- sistematik asimilasyonun binbir çehresini deşifre ve bertaraf etme savaşı ise henüz başlıyor. Önümüzdeki süreç; Kapitalist modernitenin yıkıcı etkilerini ayıklama, kirlerinden arınma, demokratik moderniteyi inşa etme dönemidir.
Kanımca, belki de bu süreçte DBP’nin önünde duran en önemli gündem, Özgürlük Paradigmasının İçselleştirilmiş uygulamalarının açığa çıkarılması olacaktır.
Burada kilit nokta; toplumsal ekoloji perspektifinin iyice algılanması/içselleştirilmesi ve özellikle iktidar ilişkilerinin açığa çıktığı/ekonomi çarklarının düğümlendiği her alanda tavizsizce yaşamsallaştırması olacaktır. Geçmiş dönemde yaşanan eksiklikler arasında ‘’Demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü’’ paradigmanın üçlü sac ayağından ekolojik perspektifin -çokça dile getirilmesine rağmen- bütüncül olarak kavranamamasının/algılanmamasının/içselleştirilmemesinin büyük payının olduğunun görülmesi gerekiyor. DBP’nin başarısı, ekolojik perspektifi genel algıdaki ‘’doğa koruma’’ dar alanından çıkarıp tüm iktidarcı/hiyerarşik yapıları mahkum eden; komünal ekolojik dayanışma ekonomisini, dayanışma ilişkilerini açığa çıkaran; bütün karar ve uygulamalarını test ettiği sistemsel bir çözüm modeli -bir tür turnusol kağıdı- olarak önüne koyması ile mümkün olacak.
Kapitalist moderniteye karşı demokratik modernitenin anahtarı her alanda toplumsal ekoloji perspektifinin yaşamsallaştırılmasıdır.
Reel politik mücadele, kapitalist modernite araçlarının bütün mücadele alanları üzerindeki etkilerinin deşifre edilmesi ve bertaraf edilmesi ile başarılı olacaktır. Aksi halde, büyük bedellerle yaşanan özgürlük mücadelesi, bireysel iktidar alanlarının/bireysel sermayedarların öne çıktığı, kolaycı uygulamalarla göz yumulan kapitalizmin kötü kopyalarının beslenmesi içinde boğulup gitme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Bu noktada; ekolojinin ‘en az enerji kullanarak sisteme geri dönen çıktılarla doğa ile bütünleşmiş özgür yaşam yaratma’ prensibini de hatırlayarak; özgürlük mücadelesine katkı vermek isteyen tüm bireyleri kapsayıcı, bireysel potansiyelleri yücelterek açığa çıkarıcı, bütünleştirici bir üslup ile güçleri seferber etme metotlarının geliştirilmesi gerekiyor.
Bu süreçte, en çok da, kendimizle, zaman zaman düşülen kolaycılıklarımızla yüzleşme ve mücadelenin öne çıkacağının bilinmesi ve taviz vermeden paradigmayı yaşamsallaştıracak yaklaşımların/davranışların/uygulamaların geliştirilmesi büyük önem taşıyacak. Çalışmanın en zor alanı sanırım bu noktada düğümleniyor. Sık sık aynaya bakarak; zaman zaman tek tek kişi kişi yoğunlaşarak, yaşamlara, beklentilere, algı dünyalarına dokunarak sabır, anlayış ve sevgi ilişkisi üzerinden yaratılacak olan eğitim/örgütlenme ve uygulamalara yön verme, çok katmanlı hareket içinde hareket sahasının etkilerini genişletmek anlamına gelecektir. Halktan öğrenmek, halk ile sahiden bütünleşmek, halklaşmak anlamına gelecektir. Mücadelenin kazanımlarının yaygınlaşması anlamına gelecektir.
Bu yeni süreçte coşkuyla selamladığımız DBP’nin zorlu yolu açık ve aydınlık olsun diyoruz.

Amed, 13.Temmuz.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder